Perşembe, Mayıs 20, 2010

bu sene bütün hastanelerini dolaştım Ankara'nın

Bu yıl; başta sebep kendim olmak üzere, birçok yakınımın da yaşamış olduğu sağlık problemleri dolayısıyla Ankara'da bulunan muhtelif üniversite, askeri ve özel olmak üzere birçok hastaneye girip çıkmışlığım oldu.Ankara'ya hastane işleri için gelecek arkadaşlar varsa yardımlarımı esirgemeyeceğimden emin olabilirsiniz.Dün yine öğleye kadar hastane, öğle arası Liva'da sabah yapılamayan kahvaltı, öğleden sonra yine hastane işleri..Bugün de önemli bir ameliyat geçirecek olan bir yakınımıza ziyaret için yine hastanedeydim.Ne sebeple olursa olsun, benden uzak olsun artık hastaneler.

Pazar, Mayıs 16, 2010

bu aralar

-Bu aralar kendimi bir tuhaf hissediyorum.Böyle boş biraz.Ne kafama birşeyi takıp canımı sıkıyorum, ne de mutlu olabileceğim bir şeyler çıkarabiliyorum.Ne iyiyim, ne de kötü.Dedim ya, tuhaf işte.Çok sadeyim.

-Bu aralar çok oburix oldum(aslında genelde böyleyimdir de çaktırma).Sürekli birşeyler yeme çabası içerisindeyim.

-Bu aralar Magnum Dark yeme rekoru kırdım.Küçüğü yetmedi bir de büyüğüne dadandım(hadi hayırlısı).

-Bu aralar kesinlikle rejime girmeliyim!

-Bu aralar gülümüz açtı.

-Bu aralar sorun istemiyorum.

-Bu aralar deniz görmek istiyorum.Yok girmiycem, sadece uzun uzun izlemek istiyorum.Antalya'yı mı özledim ne?Yoksa özlediğim sadece deniz mi?

-Bu aralar kışlıkları kaldırmam lazım artık.Bir türlü sıra gelmedi bunu yapmaya.Gerçi Ankara'nın havasının belirsizliğinin de bunda payı var.

-Bu aralar kalabalık insan toplulukları görmek, yoğun trafikte yer almak istemiyorum.Hele ki bir yere yetişmeye çalışıyorsam.Bunu yaşamak tam bir çile.Keşke şartlar elverse de, küçücük deniz kenarı şirin bir yerde yaşasam.

-Bu aralar- şimdilik bu kadar.

Cuma, Mayıs 14, 2010

yememeli



Bu aralar iştahım yine tavan yaptı.Zaten inkar etmiyorum.Göz ucuyla aşağılara bakınca olan biten anlaşılıyor.Aşk-ı Memnu'yu izlerken keyifli birşeyler yiyip içmek adetten oldu artık.Her hafta ayrı seremoni.Bu seferki de dizi başlamadan apar topar yapılan resimde görmüş olduğunuz muffin oldu.Hı bir de sevgilinin yapmış olduğu kaşarlı-sucuklu ve zeytin ezmeli milföyler.En kısa sürede bu gidişe bir dur demek lazım.

National Geographic Deniz Canavarları 3D DVD'sini izledik.Çok ilginçti.Denizlerde tarih öncesi yaşayan canlılarla ilgili.

Cumartesi, Mayıs 08, 2010

gülüm benim


Hıdırellez günü sevgili ile birlikte, sırf dileklerimizi asmak için, akşamın bir saati çiçekçileri gezip bulduğumuz gül ağacımız ilk gülünü açmak üzere.Her sabah balkona çıkıp kontrol ediyoruz açıp açmadığını.Alırken çiçekçinin kırmızı dediği gülümüzün beyaz olduğunu da anlamış bulunmaktayız.Bu evimize aldığımız ilk canlı çiçek.Galiba daha öncesinde annemin çok fazla çiçeği olduğu için bende bir bıkkınlık oluşmuş ve hiç böyle bir şeye heves etmemiştim.Bakalım onu ne kadar yaşatabileceğiz?

Cuma, Mayıs 07, 2010

yine yeni yeniden..

Çooook ama çok uzun bir aradan sonra buradayım.Bu süre zarfında çok büyük sıkıntılar yaşadım.Hayatımda hiç görmediğim kadar hastane,doktor ve hemşire gördüm.Hatırlamak istemediğim, ancak asla da unutamayacağım bir yara aldım.Geldimi üst üste gelirmiş sıkıntılar, bunu tecrübe ettim.Gücümün sınırlarını zorladım yaşama karşı.Hayatın içinde herşeyin olduğu gerçeğini yaşadım.

Daha fazla sıkıntılı şeyler yazmak istemiyorum.Bu blogda keyifli anları paylaşmaktı amacım ama dediğim gibi işte, herşey var hayatın içinde.Bundan sonrasında bize bol keyifli güzel günler diliyorum.